Yönetici özeti
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri olağan durumda Haziran 2023’te yapılacak. Buna karşılık 2019 Yerel Seçimi’nden bugüne Türkiye siyasetinin değişmez gündemlerinin başında ‘erken seçim’ tartışmaları geliyor. Türkiye’deki siyasi belirsizliğin, toplumsal ve iktisadi istikrarsızlığın bir tezahürü olan bu durum, siyasi partilerin farklı şekillerde seçim gündemini işletmelerine neden olurken, kamuoyunun ilgisi de canlılığını korumayı sürdürüyor.
HDP’nin başlattığı erken seçim çağrısı, son dönemlerde CHP, İYİ Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nin katılmasıyla yükselmiş, toplumda yaygın bir beklenti oluşturmuştur. Cumhur İttifakı seçimlerin olağan tarihinde yapılacağını sıklıkla dile getirse de, yaygın kanı iktidarın olası bir erken seçim için uygun şartların oluşmasını beklediği şeklindedir. Bu kanıyı besleyen en önemli değişken de kuşkusuz ekonomide ve siyasette yaşanan çoklu kriz halidir.
Hem Millet İttifakı, hem de Cumhur İttifakı seçim sathı mahalline girene kadar kendi kitlelerini konsolide etmeye yönelik çabalarını yoğun şekilde sürdürecektir. Cumhur İttifakı, erken seçim çağrılarına doğrudan cevaplar üretmek yerine Millet İttifakı’nın HDP ile dolaylı ilişkisini tartıştırmaya ve böylece siyasi belirsizlik, ekonomik kriz, göçmen-sığınmacı meselesi, yangınlar ve sel felaketleri ile ayyuka çıkan yönetim krizini perdelemek ve reel gündemlerin tartışılmamasına dönük bir stratejiyi sürdürmektedir. Böylece hem Millet İttifakı’nı belli seçmen grupları açısından yıpratmayı, hem de Millet İttifakı’nın HDP’yi dışlaması ihtimalinde Kürtlerle Millet İttifakı arasına girmeyi hedeflemektedir.
İstanbul seçmen sayısı, sosyo-politik karakteri, farklı kimlikleri ve toplumsal kesimleri bir arada bulundurması ve Türkiye siyasetinin merkezine etki gücü itibariyle ülkenin önemli bir izdüşümüdür. Bu bakımdan hem yerel, hem de genel seçim sonuçlarına ışık tutması açısından oldukça önemli bir metropoldür. 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri, hem Erdoğan’ın merkez siyaseti hem de İstanbul’un yerel yönetimler hafızası açısından oldukça önemli bir moment olarak ortaya çıkmış ve halen de özgünlüğünü ve aktüalitesini korumaktadır.
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin muhalefet lehine sonuçlanmasında en önemli faktörlerden birisi HDP’nin ve Kürt seçmenin iktidara karşı belirgin tutumu olmuştur. Millet İttifakı içinde olmamasına rağmen “Batıda iktidara kaybettirme” stratejisiyle seçmenini muhalefet adaylarını destekleme konusunda mobilize eden HDP, bu stratejiyle muhalefete önemli bir sayısal ve psikolojik üstünlük sağlamış, kilit konumunu tahkim etmiştir. HDP sadece kendi kitlesini değil, aynı zamanda Millet İttifakı ile mesafeli olan ama HDP’ye yüzü dönük seçmen gruplarını muhalefet adayına oy verme yönünde kanalize ederek ortaya çıkan farka önemli bir katkı sağlamıştır.
2019 yılında gerçekleşen iki seçimden bugüne iki yıldan fazla zaman geçti. Bu zaman zarfında yaşananlar hem bireysel, hem de toplumsal açıdan siyasi tercihleri değiştirebilecek potansiyele sahiptir. Spectrum House olarak bu değişimleri ölçmek adına İstanbul’da yaşayan HDP’li seçmenlerin tercihleriyle ilgili düşüncelerini, memnuniyet ya da memnuniyetsizliklerini, beklentilerini ölçmeye çalıştık. Kamuoyu araştırmalarımızla, ayrıca, HDP’li seçmenlerin yerel yönetimler deneyimini nasıl yorumladıklarını, yerel hizmetler başta olmak üzere bir bütün olarak memnuniyetlerini, önceliklerini, beklentilerini ve erken ya da olağan bir seçim durumunda muhtemel tutumlarını ölçmeye çalıştık.
Araştırmanın yöntem ve amacı
Spectrum House Araştırma Merkezi, 30 Temmuz – 15 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul’da 770 kişinin katılımı ile üç başlık altında İstanbul ve Türkiye gündemine ilişkin bir anket çalışması gerçekleştirdi. Bir kısmı yüz yüze, diğer kısmı ise CATI sistemiyle gerçekleştirilen anket; İstanbul’un 30 ilçesini kapsayan bir odak çalışmadan oluşmaktadır.
Bu araştırma, sadece İstanbul’da ikamet eden ve 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde ve/veya 2019 yerel seçimlerde HDP’ye ve/veya Selahattin Demirtaş’a oy vereceğini beyan eden HDP’li seçmenler arasında yapılmıştır. Son haftalarda yeniden gündeme gelen erken seçim ve muhtemel yeni ittifak beklentilerine, İstanbul özgünlüğünde Türkiye’nin temel sorunlarına ve o sorunlara çözüm önerilerine ilişkin yurttaşların tercih ve beklentilerini anlamayı hedefleyen çalışma üç bölümden oluşmuştur.
İlk bölüm katılımcıların sosyo-ekonomik pozisyonlarına odaklanan demografik sorulardan; ikinci bölüm İstanbul’un ve Türkiye’nin öncelikli yerel sorunlarına, belediye hizmetleri ve belediye başkanına dair algıyı ölçmeye yönelik sorulardan; üçüncü bölüm ise HDP’li seçmenin genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair muhtemel oy verme ve aday tercihlerinde ön plana çıkan faktörleri ölçmeye yönelik sorulardan oluşmaktadır.
Soruların bir kısmı nominal, açık uçlu iken, bir kısmıysa likert skala ölçeğine göre hazırlanmıştır. Her iki ölçekte dikkat edilmesi gereken önemli noktalar istatistiksel değerlendirmelerin, her bir maddenin ölçekleme düzeyine göre belirlenmesidir. Nominal gösterge çizelgesi örnekleme verilerine göre istatistiksel girdi olarak kabul edilirken, Likert ölçeğindeki bireysel veriler genellikle analitik değerler kapsamında ele alınmaktadır. İstatistiksel bir bakış açısından, ortalamanın uygulanmasına ancak Likert ölçeğinin simetrik olarak formüle edilmesi ve ölçek skalasının gerçek nominali tüm katılımcılar tarafından eşit aralıklı olarak yorumlanmasını sağlandığı için izin verilen bir metottur. Sonuç olarak, örneklem grubun veri-seti parametreleri kullanılarak bu verilere ulaşılmıştır.
Örneklemin sadece bir siyasi partinin seçmenlerinden oluşması ve böyle bir araştırmanın sadece İstanbul’da yaşayan bu seçmen grubu arasında ve ilk defa yapılması, önceki verilerle kıyas yapılamamasına ve geçişkenlik gibi durumları ölçememeye neden olmuştur. Ancak bu seçmenler arasında oldukça kapsamlı bir anket sunulmuş olması ve alınan sonuçlar incelendiğinde örneklemin, seçildiği evreni temsil etme açısından oldukça güçlü olduğu görülmektedir. Çalışmanın ayrıntıları tablo ve grafiklerle birlikte raporda yer almıştır.
A. DEMOGRAFİ
A.1. İlçe dağılımı
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara ikamet ettikleri ilçe sorulmuştur.
A.2. Hane halkı geliri
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara hane halkı geliri sorulmuştur.
Görüşmecilerimizin çoğunluğu ekonomik olarak alt gelir grubunda yer almaktadır. Buna göre 0-3.000 TL gelir aralığında olanların oranı %35; 3.000-4.000 TL arası gelir sahibi olanların oranı %17; 4.000-5.000 TL aralığında gelir beyan edenler %19; 5.000-6.000 TL gelir aralığında olanların oranı ise %8’dir. HDP seçmenlerinin hane kişi sayısı ortalaması 5 olduğundan, gelir seviyelerinin çok düşük olduğu net olarak ortaya çıkmaktadır.
A.3. Anadili cevapları
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara anadili sorusu yöneltilmiştir.
Anketimize katılan örneklemin %81’i “anadiliniz nedir?” sorusuna Kürtçe yanıtını vermiştir. İstanbul’da yaşayan seçmenin anadili olarak bu kadar yüksek oranda Kürtçeyi beyan etmesi kimlik bilinci konusunda politizasyonun düzeyine işaret etmektedir.
A.4. Meslek durumları
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara meslek durumları sorulmuştur.
İstanbul’da yaşayan HDP seçmenlerinin mesleklerine baktığımızda en fazla kümelenmenin işçi, çalışan ve düzensiz işçi grubunda olduğu görülmektedir. Yine görülmektedir ki, HDP seçmeni hem gelir açısından hem de güvencesiz çalışma açısından benzer işlerde çalışmakta ve ekonomik olarak kırılgan grup içerisinde yer almaktadır. Diğer taraftan HDP seçmeninin kamu görevlerinde çok az bulunması da dikkate değerdir.
B. İSTANBUL VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
B.1. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “İstanbul’un en büyük sorunu nedir?” sorusu yöneltilmiştir.
Anketimizin İstanbul kısmıyla ilgili bölümünde ilk olarak görüşmecilerimizden verilen seçenekler arasından seçecek şekilde İstanbul’un ilk 3 sorununu sıralamalarını istedik.
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara göre İstanbul’un en büyük 1. sorunu:
İstanbul’da yaşayan HDP’li seçmen nezdinde öncelikli en büyük sorunun %22,63 ile ulaşım olduğunu gördük. Bu durum HDP seçmenlerinin politik öncelikleri dışında, yerel yönetimler, belediye hizmetleri gibi gündelik hayattaki beklentilerini yansıtması açısından önemli bir veri olarak ortaya çıkmaktadır.
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara göre İstanbul’un en büyük 2. sorunu:
İkinci en büyük sorun olarak ise yine ulaşım ve ardından pahalılık seçenekleri birbirini takip etmiştir. Bu durum yukarıda belirtilen çerçeve ile de uyumludur. Çıkan bu sonuçla aynı zamanda HDP seçmeninin hem siyasal ve kültürel tercihleri hem de yerel yönetimler ile ilgili beklentilerinin birbirinden bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara göre İstanbul’un en büyük 3. sorunu:
Yapılan araştırma sonucunda İstanbul’un en büyük 3. sorunu olarak ise yeşil açık alan eksikliğinin olduğu ortaya çıktı. Bu durum çoğunluğu zorunlu göç ile İstanbul’a yerleşmiş HDP’li seçmenin kentin daha yaşanabilir hale gelmesi ve kent kültürünün gelişmesi için talepkar olduğuna işaret etmektedir.
B.2. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Kanal İstanbul rojesini onaylıyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplar:
Katılımcılar arasında Kanal İstanbul Projesini onaylamayanların oranı %93 olurken, %5’lik bir kesim ise kararsız olduğunu belirtmiştir. Kararsız olduklarını dile getirenlerin bir kısmı proje hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmadıklarını ve bu nedenle kararsız kaldıklarını ayrıca belirtme ihtiyacı duymuşlardır. %2’lik bir kesim ise bu konu hakkında herhangi bir fikir beyanında bulunmak istememiştir.
B.3. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan genel olarak ne derece memnunsunuz?” sorusu yöneltilmiştir.
Katılımcıların %68’i İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan memnun olduğunu belirtirken %16’sı çok memnun olduğunu belirtmiştir. Bu durumda genel olarak memnun olanların toplamının %84’e ulaştığı görülmüştür.
B.4. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Ekrem İmamoğlu’ndan memnun olmanızı belirleyen neden?” sorusu yöneltilmiştir.
Ekrem İmamoğlu’ndan neden memnunsunuz sorumuza katılımcıların %27’si iyi çalışıyor diye yanıt verirken, %18 oranında bir kesim çalıştırılmadığı için memnun olduğunu belirtti. Ekrem İmamoğlu’nun çalışmak istediği ama merkezi otorite tarafından engellendiği ve çalıştırılmadığı yönünde seçmen nezdinde bir algı oluşmuş ve bu da bir şekilde memnuniyet faktörü olarak sonuçlara yansımış gözükmektedir.
HDP seçmeninin Kürt illerinde 2016’dan beri yürürlüğe konulan kayyım uygulamaları ile ilgili hafızası, yansımalarını Kürtlerin yaşadığı Batı illerinde de göstermektedir.
C. SEÇMEN DAVRANIŞI
C.1. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Türkiye’nin en büyük 3 sorunu nedir?” sorusu yöneltilmiştir.
Türkiye’nin sorunlarını seçenekler halinde sıraladığımızda katılımcıların büyük çoğunluğu (%89) öncelikle “hepsi” şeklinde yanıt vermiştir. Sorunların önceliğini sıralamalarını istediğimizde ise en öncelikli sorunun Kürt meselesi olarak görüldüğü ortaya çıkmıştır. Katılımcılar Kürt meselesi çözüldüğünde hem ekonomik, hem de diğer sorunların çözüleceği vurgusunu yapmıştır. Bunun yanısıra ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz ve her gün giderek artan geçim sıkıntısı göz önüne alındığında HDP seçmeni en önemli sorun olarak temel hak ve özgürlükler ve Kürt meselesini açık ara ön plana çıkarmıştır.
Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “Türkiye’nin en büyük 1. sorununa” verdikleri cevaplar:
Katılımcıların %29,04’lük kesiminin Türkiye’nin en büyük sorunu olarak Kürt meselesini gördüğü göze çarpıyor. Kürt meselesini takiben en büyük sorun olarak adalet ve özgürlükler sorunu, onun ardından ise işsizlik sorunu dile getirilmiştir.
Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “Türkiye’nin en büyük 2. sorununa” verdikleri cevapları:
Katılımcıların %20,24’lük kesiminin Türkiye’nin en büyük ikinci sorunu olarak yine adalet ve özgürlükler sorununu gördüğü göze çarpmaktadır. En büyük 2. sorun kategorisinde adalet ve özgürlükler sorununu Kürt sorunu takip etmektedir.
Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “Türkiye’nin en büyük 3. sorununa” verdikleri cevapları:
Katılımcıların %18,40’lık kesiminin Türkiye’nin en büyük üçüncü sorunu olarak yine adalet ve özgürlükler sorununu gördüğü göze çarpmaktadır. En büyük üçüncü sorun kategorisinde Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni işsizlik sorunu takip etmektedir. HDP seçmeninin, adalet ve özgürlükler sorunu ve eşitsizlik gibi sorunları Kürt sorunu bağlamında değerlendirdiklerini belirtebiliriz.
C.2. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu hafta sonu bir seçim olsa aşağıdaki partilerden hangisine oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.
Bu soruya katılımcıların %75,9’u HDP, %8,7’si CHP olarak yanıt vermiştir. %6,9 soruya cevap vermek istemezken %3,8 kararsız olduğunu belirtmiştir.
C.3. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “bu pazar cumhurbaşkanlığı seçimi olsa 1. turda hangi adaya oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.
Birinci tur seçiminde tercihlerin %76,02 ile Selahattin Demirtaş, ardından %9,62 ile Ekrem İmamoğlu olduğunu görüyoruz. Burada her iki belediye başkanının muhalefet partisi liderlerinden daha fazla tercih edildiğini gözlemliyoruz.
Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 1. turda oy vereceğiniz aday 2. tura kalamazsa hangi adaya oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.
İkinci tur adayı olarak en fazla orana %48,02 ile Ekrem İmamoğlu’nun ulaşmış olduğunu görüyoruz. %13,04’lük bir kesim HDP’nin önereceği adaya oy vereceğini söylerken muhalefet partisi liderlerinden en fazla oy almış olanın Ali Babacan olduğu görülüyor. Bu soruda katılımcıların sıklıkla Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığını dile getirdiklerini ve “ceket”, “kravat” vs. onun karşısında olacak her şeye oy vereceklerini ifade etmeleri de dikkat çekici bir unsur olarak karşımıza çıkmıştır.
C.4. Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “sizce erken seçim yapılmalı mı?” sorusu yöneltilmiştir.
Katılımcıların %89’u erken seçim yapılmalı derken, %7’lik bir kesim seçimlerin normal zamanında yapılması konusunda görüş belirtmişlerdir. Bu görüşü belirtenlerin hepsi seçimin ekonomik anlamda bir külfet olacağını vurgulamıştır. Ayrıca seçimlere dair bir güvensizliğin söz konusu olduğu ve seçimin pek de çözüm olmayacağı fikrinin ön planda olduğu da ortaya çıkmaktadır.