Kürt Seçmen Eğilimi

GİRİŞ

Türkiye, büyük siyasi, ekonomik ve toplumsal sorunlar yaşadığı bir dönemden geçmektedir. Bölgesel ve küresel düzeyde yaşanan gerilimler, savaş ve çatışma potansiyelini artıran gelişmeler, dünyanın farklı bölgelerinde süren yoğun göç, mülteci dalgaları ve enerji krizinin yansımalarıyla da birleşen bu sorunlardan çıkış umutları ve planlarının, büyük oranda Haziran 2023 Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine bağlandığı görülmektedir.

Hem bölgesel düzeyde yaşanan gelişmeler hem de Türkiye’nin siyasal, toplumsal ve iktisadi dinamiklerinde yaşanan değişimler, Haziran 2023 seçimlerini hem iktidar hem de muhalefet cephesi açısından oldukça önemli bir noktaya taşımaktadır. Hem Cumhur İttifakı hem Millet İttifakı hem de Emek ve Özgürlük İttifakı 2023 seçimlerine önemli misyonlar yükleyerek Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giriş yapmak istemekte ve bir süredir Cumhuriyetin Yüzyılı etrafında çeşitli proje ve vizyonlar oluşturmaktadırlar.

Türkiye siyaseti, zamanında yapılacağı varsayılan seçim ve muhtemel sonuçlarına odaklanmışken, siyasi partilerin bu seçimlere yönelik hazırlıkları ve seçim sathı mailinde hem kendi kitlelerini konsolide etmeye hem de etki ve yayılım alanlarını genişletmeye yönelik faaliyet, strateji ve arayışları da yoğun bir şekilde sürmektedir.

Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi, idari, ekonomik ve toplumsal krizlerinin yaşandığı bir dönemde, iktidar cephesi için seçimler; “Türkiye Yüzyılı” olarak ifade edilen 20 yıllık siyasi deneyim ve hedefin en önemli ayaklarından biri olarak değerlendirilmektedir. 2011 genel seçimlerinden itibaren Haziran 2023 seçimlerine dair siyasal hedeflerini “ileri demokrasi”, “büyük ekonomi”, “güçlü toplum”, “yaşanabilir çevre” ve “marka şehirler” şeklinde 5 temel başlıkta ve “Türkiye Hazır, Hedef 2023” mottosuyla 12 yıl önce ortaya koyan iktidar cephesi için seçimler, 20 yıllık iktidar deneyiminin kurumsal bir karakter kazanmasının önemli aşamalarından biri olarak değerlendirilmektedir.

Özellikle 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra 2023 seçimlerine yeni bir “kurtuluş savaşı” anlatısı etrafında bir siyasal vizyon ortaya koyan ve bununla paralel bir söylem kuran iktidar cephesine karşı parti programları, politik hedefleri ve siyasal gelenekleri birbirinden farklı 6 siyasi partinin 12 Şubat 2022’de bir araya gelerek oluşturdukları 6’lı muhalefet bloku, seçimlerle ilgili alternatif bir siyasal vizyon ve söylem ortaya koyma iddiasından uzak görünmektedir. Toplumsal kesimlerde artan itirazları ortak bir siyasal hedef doğrultusunda bir araya getirme konusunda oldukça dağınık görünen muhalefet bloku, hem kendi kitlesini konsolide etme, hem de iktidar cephesinin adayı Recep Tayyip Erdoğan’a alternatif bir siyasi figür arayışını sürdürmektedir.

İktidar ve muhalefet cephesi açısından böylesi bir tabloda, Türkiye’de hem demografik ağırlıkları hem siyasal, kültürel ve toplumsal talepleri hem de diğer toplumsal-muhalefet kesimleriyle etkileşim potansiyeli en yüksek gruplardan biri olan Kürt seçmenin Haziran 2023 Genel ve Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde ortaya koyacağı tutumun seçim sonuçlarını önemli oranda etkileyeceği ortadadır. Bu durum son zamanlarda yapılan araştırmalarda da görülmektedir. İktidar ve muhalefet bloklarında güçlü siyasi figürler ve etkili popülist söylemler üzerine kurulan seçim hazırlıkları, Kürt seçmenin (kimlik, toplumsal, politik vd.)taleplerini ne oranda karşılayacağı seçim sonuçlarına doğrudan etki edecektir.

İktidar blokuna karşı alternatif olma iddiasıyla 6 siyasinin bir araya gelmesiyle oluşan muhalefet cephesinin önümüzdeki seçim sonuçlarını kendi lehine çevirmesi, büyük oranda Emek ve Özgürlük İttifakı başta olmak üzere Kürt seçmenin nasıl bir tutum alacağına bağlıdır. Sosyal, ekonomik ve kültürel olarak farklılıklar gösteren Kürtlerin önümüzdeki seçimlere yönelik tutum, algı, eğilim ve tercihleri büyük önem arz etmektedir.

 

YÖNETİCİ ÖZETİ

Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi olarak, Kürt toplumu başta olmak üzere Türkiye’deki siyasal eğilimleri, toplumsal, ekonomik ve kültürel dinamikleri anlamak için araştırmalar yapmaktayız. Bu amaç doğrultusunda 25 Eylül ile 10 Ekim 2022 tarihleri arasında Kürt seçmenin seçim gündemini ve bu gündeme dair eğilimlerini ölçmek üzere bir saha çalışması gerçekleştirdik. Araştırmamız 26 bölgeyi esas alan NUTS 2 sistemine göre İstanbul, Doğu Marmara, Batı Anadolu, Akdeniz, Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde toplam 14 ilde gerçekleştirilmiştir.

Elinizdeki araştırma Ağrı, Bitlis, Diyarbakır, Kars, Iğdır, Mardin, Muş, Şırnak, Urfa, Van gibi Kürt illeri ile Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı İstanbul, Mersin, Konya ve Bursa’yı kapsayan Batı illerinde yapılmıştır. Toplam 1.934 kişi ile yapılan anket çalışmamızın örneklemi TÜİK 2021 nüfus verileri göz önüne alınarak %3 hata payı ve %98 güven aralığında yüz yüze anket yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Hata payını en aza indirmek amacıyla saha aşamasından veri setinin analizine kadar tüm araştırma süreci kendi ekibimiz tarafından tamamlanmıştır. Katılımcıların olabilecek çekincelerini minimize etmek için kesinlikle kimlik ve iletişim bilgileri alınmamıştır.

3 temel bölümden oluşan araştırma katılımcıların önümüzdeki seçimlerle ilgili tercih, beklenti, memnuniyet ve tutum eğilimlerini ölçmeye odaklanmaktadır. Birinci bölüm, katılımcıların sosyo-ekonomik durumlarını kapsayan demografi içerikli sorulardan; ikinci bölüm ülke gündemine ve Türkiye’nin temel sorunlarına dair algıları ölçmeye dönük sorulardan; üçüncü bölüm ise parti, adaylar ve oy verme davranışlarına dair veri elde etmeyi hedefleyen sorulardan oluşmaktadır. Çalışmamız raporlanırken yanıtlar, SPSS ortamına aktarıldıktan sonra grafik ve tablolar aracılığı ile analize hazır hale getirilmiştir. Ayrıca verilen yanıtların önemli kısmı “cinsiyet”, “yaş”, “parti, il ve bölge bazlı” alt kırımlarla karşılaştırılarak yorumlanmıştır.

Analiz aşamasında bazı grafiklerin daha anlaşılır olması amacıyla yüzde 1’in altındaki değerler grafiğe eklenmemiştir. Yine aynı şekilde ondalık değerler yuvarlandığından zaman zaman bazı toplamlar 100’ün altında kalabilmekte veya üstünde çıkabilmektedir.

Yaklaşan seçimlerle beraber kamuoyunda seçimlerin nasıl sonuçlanacağına dair ilgi artmakta ve ilgiyi karşılamak amacıyla saha araştırmaları çoğalmaktadır. Araştırmamız mevcut süren kamuoyu ilgisine cevap olma niyeti taşımakla birlikte içerdiği özgün sorularla seçim barometresi olma niteliğini de aşmaktadır. Yapılan araştırmalar ve kamuoyu yoklamaları özellikle Kürt seçmenin önümüzdeki seçim sonuçlarının iktidar ya da muhalefet cephesi lehine ve/veya aleyhine sonuçlanmasında anahtar konumunda olduğunu göstermektedir.

Bu noktadan hareketle araştırmamız, yapıldığı zaman dilimi içerisinde, Kürt seçmenin seçimlere dair nasıl bir eğilim, tercih ve hissiyat içerisinde olduğunu, hangi değişkenlerin tercihlerinde rol oynadığını, HDP’li seçmenin partisinin nasıl hareket etmesini arzu ettiğini ve partisinin kapatılması durumunda nasıl bir tepki yahut oy verme davranışı sergileme eğiliminde olduğunu ölçmeye odaklanmaktadır. Seçimin anahtarı olan Kürt seçmen grubunun eğilimlerini ölçmenin hem kamuoyu hem de siyasi aktörler açısından oldukça önemli olduğu kanısındayız. Bu ve benzeri araştırmalarımızın belirli periyotlarla tekrarlanacağını belirterek elde edilen sonuçların Kürt sorununun çözümüne ve toplumsal barışın inşasına katkı sunmasını amaçlamaktayız.

Bu saha araştırmamızda öneri ve değerlendirmeleriyle çalışmamıza katkı sunan, yüz yüze görüşmeler yürüten çalışma ekibimize ve sorularımızı sabırla yanıtlayan katılımcılara değerli katkılarından dolayı şükranlarımızı sunarız.

 

GÖZLEM, BULGULAR VE DEĞERLENDİRME

Yayınlamış olduğumuz bu rapor 25 Eylül-10 Ekim 2022 tarihleri arasında 18 yaş üstü Kürt nüfusu temsil eden saha araştırmasının bulgularına dayanmaktadır. Saha araştırması 1.934 kişi ile yüz yüze olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmamıza katılanların %48,3’ü kadınlardan, %51,6’sı erkeklerden, %0,1’i ise non binaryden oluşmaktadır. Katılımcıların yaş ortalaması 39,84’tür. Katılımcıların % 37,6’sı lise mezunu, %24,3’ü ilkokul ya da ortaokul mezunu, %17,2’si üniversite, %9,5’i yüksekokul, %2,4’ü yüksek lisans mezunu ve %3,9’u halen üniversite öğrencisidir. Okur-yazar olmayanların oranı ise % 1,3’tür. Bu verilere dayanarak katılımcıların yarısından fazlasının lisans altı eğitim seviyesinde olduğunu belirtebiliriz.

Ekonomik açıdan ise katılımcıların ağırlıklı ekseriyeti alt ve alt-orta gelir grubunda yer almaktadır. DİSK-AR’ın Temmuz 2022 verilerine göre katılımcıların %35’inin açlık sınırının ve yaklaşık %90’ının ise yoksulluk sınırının altında kaldığını söyleyebiliriz.

Araştırma grubumuzda yer alan katılımcıların siyasi tercihlerine 2018 seçimlerinde oy verdikleri partiyi baz alarak baktığımızda %67,4’ünün HDP, %18,5’inin AKP, %3,8’inin ise CHP seçmeni olduğu görülmektedir. Katılımcıların %9,3’ünün ise daha önce hiç oy kullanmamış olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu verilere dayanarak siyasi kompozisyonun araştırmanın ana amacına uygun olarak dağılmış olduğunu söylemek mümkündür.

Araştırma grubumuzda yer alan katılımcıların %88’i anadillerinin Kürtçe, %8’i ise Kürtçe-Türkçe olduğunu beyan etmişlerdir. %3,2’lik bir kesim Türkçe, %0,7 ise anadillerinin Arapça olduğunu beyan etmiş olsalar da etnik olarak Kürt olduklarını ifade etmişlerdir.

Genel anlamda araştırmanın bulguları ve saha gözlemlerine bakıldığında, muhtemel bir seçimde bir önceki seçime nazaran AKP’nin oylarının büyük oranda düştüğü ve bu düşüş eğiliminin devam ettiği; HDP’nin kendi oylarını büyük oranda koruduğu ve artış eğilimi içinde olduğu, CHP’nin ise Kürt seçmen nezdinde bir miktar oy artışı kaydettiği sonuçlarına ulaşılmıştır.

AKP oylarında yarıya yakın bir düşüş olması AKP’nin 2015 sonrası izlediği politikaların, kendisine oy veren Kürtlerde bir kırılma yarattığını ortaya koymaktadır. 2015 seçimlerinden sonra izlenen kutuplaştırma siyaseti ve Kürt seçmenin kimlik, anadili ve toplumsal taleplerine cevap verecek politikalar üretmemesinin bu kırılmada belirleyici olduğu hem saha gözlemlerimizden hem de araştırmamızın bulgularından anlaşılmaktadır. HDP’ye yönelik baskılar ve kapatma davası, HDP’li belediyelere kayyım atanması, bölgede uygulanan güvenlikçi politikalar başta olmak üzere izlenen siyasetin Kürt seçmen tarafından onaylanmadığı görülmektedir.

Buna karşın AKP’den uzaklaşan Kürt seçmenin %27,1 gibi yüksek bir oranının herhangi bir muhalefet partisini tercih etmemesi ve bu konudaki gri alanların varlığı dikkat çekici bir detay olarak ön plana çıkmaktadır. Burada AKP’li seçmenin, partisine yönelik kayda değer memnuniyetsizliklerinin olduğunu ancak bu memnuniyetsizliğin muhalefet bloku lehine gelişim göstermediği görülmektedir. Saha gözlem raporumuz da bu veriyle uyumlu olarak AKP’li seçmenin muhalefetsizlikten şikâyet ettiğini, lakin mevcut muhalefet partilerinin bu şikâyet ve memnuniyetsizliğe cevap olabilecek politikalar geliştirmekten uzak olduğunu göstermektedir. Yapılan kamuoyu araştırmalarında da ortaya çıkan kararsız ve/veya oy vermeme eğiliminin, seçim tarihinin yaklaşmasıyla birlikte değişmesi ve kararlı bir eğilime geçmesinin, siyasi partilerin yapacağı çalışmalar veya propaganda tekniklerine göre değişkenlik göstereceğini söylemek mümkündür.

Hakkında kapatma davası devam eden ve Kürt seçmenden destek alan HDP’nin ise %95,8 oranında oylarını korumakta olduğu görülmektedir. İlk defa oy kullanacak katılımcıların %78,7’sinin HDP’yi tercih etme eğiliminde olduklarını saha araştırmamız ortaya koymaktadır. Kürt seçmenin HDP’yi tercih etme eğiliminin tarihsel sebepleri olmakla birlikte, bu eğilimin HDP’ye yönelik kapatma davası, yöneticilerinin tutuklanması, izlenen güvenlikçi politikalar, fırsat eşitsizliğinin derinleştirdiği ekonomik sorunlar ve kutuplaştırıcı politikalara karşı bir tepki olarak geliştiği de sonuçların analizinde görülmektedir.

Bu durum, saha gözlem raporumuzda “biz zaten kendimize oy veriyoruz”, “partimiz bellidir”, “partimizin fikriyatı doğrultusunda hareket edeceğiz”, “ekstra anket yapmaya gerek yoktur” gibi cevaplarda oldukça görünür olmuştur. Benzer şekilde araştırma boyunca partisi hakkında en az eleştiri yapan seçmen grubunun da HDP’liler olduğu görülmüştür. Bu durumun tarihsel, toplumsal sebepleri olduğu gibi, katılımcıların HDP’yi tamamen kendileriyle özdeşleştirmiş olmalarının da etkisi olabileceği düşünülmüştür. HDP’yi tercih eden katılımcıların %8,8’i ise partisinin kapatılması durumunda seçimi boykot edeceklerini belirtmektedir. Buradan hareketle, HDP’nin kapatılma ihtimalinin sadece HDP’yi etkilemediği aynı zamanda yapılacak seçim sonuçlarında belirleyici bir tavrın gelişebileceği anlaşılmaktadır.

Araştırmamızda CHP’nin Kürt seçmen nezdinde oylarında kısmî bir artış eğilimi olduğu görülmektedir. CHP’nin iktidara alternatif en güçlü siyasi parti olmasının ve bir önceki yerel seçimlerde “Batıda İktidara Kaybettirme” mottosuyla stratejik bir karar vererek seçmenini konsolide eden HDP politikalarının, bu artış eğiliminde etkisi olabileceği düşünülmüştür. AKP oylarının anlamlı bir şekilde düşmesine paralel olarak ana muhalefet partisi CHP’nin benzer şekilde oy artışı kaydetmemesi, Kürt seçmenin kimlik, anadili ve toplumsal taleplerine cevap olabilecek güçlü bir alternatif stratejinin kurulamamasıyla açıklanabilir. Yine CHP’nin zaman zaman iktidar blokunun kutuplaştırma siyasetini aşan söylemlerinin, bu eğilimin şekillenmesinde belirleyici olduğu hem saha gözlem raporumuzdan hem de araştırmamızın bulgularından anlaşılmaktadır.

Araştırmamızda HDP’yi destekleyeceklerini beyan eden her 10 kişiden 7’sinin ittifaklı bir seçim olması durumunda HDP ve bileşenlerini tercih edeceklerini söylemesi, HDP’nin genişleme politikalarının büyük oranda destek gördüğünü ve HDP’li seçmenin partisinin 3. Yol olarak ifade ettiği alternatif stratejisini desteklediğini göstermektedir. Bu veri, araştırmamızda “HDP Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ilk turunda aday çıkarmalı mı?” sorusuna verilen cevaplarla da uyumluluk göstermektedir. HDP’li seçmenlerin %74’lük kesimi seçimlerin ilk turunda HDP’nin kendi adayını çıkarması, Cumhur ve Millet İttifakı adayını desteklememesi gerektiği yönünde görüş belirtmektedir. Bu sonuçlar HDP’li katılımcıların seçimlerde salt iktidar değişikliği için Millet İttifakı adayını destekleme eğiliminde olmadığını göstermektedir.

Yine ittifaklı bir seçim olması durumunda katılımcıların % 10’a yakını Kendi adayını çıkarmalı, %10’a yakını Millet İttifakını desteklemeli, %10’a yakınının ise Oy kullanmama ve Boykot eğiliminde olduğu görülmektedir. İttifaksız bir seçim durumunda HDP’ye oy vereceğini söyleyen katılımcıların oranı ile ittifaklı bir seçim durumunda HDP’ye oy vereceğini ifade eden katılımcıların oranı mukayese edildiğinde HDP oylarında %2,3 puanlık bir düşüş olduğu izlenmektedir. Aynı şekilde Millet İttifakı (CHP + İYİ Parti) oylarında ise % 2,1 puanlık bir artış kaydedilmektedir. Buna göre ittifaklı bir seçim halinde HDP’nin kendi oylarını büyük oranda koruduğu, seçmen grubunun küçük bir kısmının ise doğrudan Millet İttifakı’na oy verme eğiliminde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca ittifaklı seçim durumunun kararsızların oranını da bir miktar yükselttiği görülmektedir.

DEVA, Gelecek Partisi ve Zafer Partisi başta olmak üzere seçime ilk defa girecek partilere bakıldığında hiçbir partinin henüz kayda değer bir şekilde Kürt seçmen tarafından tercih edilmediği görülmektedir. Bunun yanı sıra muhalefet partilerinden İYİ Parti’nin Kürtler nezdinde anlamlı bir karşılığı olmadığı ortaya çıkmaktadır. Saha gözlem raporumuzla da kesişen veriler ışığında yeni kurulan partilerin söylemlerinde herhangi bir yenilik olmaması hatta birçok konuda AKP’nin ilk çıkış döneminin bile gerisinde kalmaları ve uzun zaman AKP ile hareket etmiş olmalarının yarattığı güvensizlik durumunun, partileri hedefledikleri noktaların gerisinde bırakmış olabileceği değerlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı tercihlerine baktığımızda, katılımcıların birinci tercihi %74,3 ile HDP’nin göstereceği aday olarak ön plana çıkarken, ardından gelen Erdoğan’ın ise partisinden daha yüksek bir oranla tercih edildiği görülmektedir. Kürt seçmenin, ikinci turda farklı aday seçeneklerine rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme eğiliminde olmadığı görülmektedir. Katılımcıların en yüksek oranda tercih edeceği adayın %85,3 ile Selahattin Demirtaş olduğu görülmektedir. Kürt illerinde HDP’nin belirleyeceği adayın destekleneceği yönündeki sonuç, Batı illerine göre daha kararlı bir eğilim göstermektedir.

Yine 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren seçmenlerin, “Bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa kime oy verirsiniz?” sorusuna sadece %58,1’inin Recep Tayyip Erdoğan olarak cevap vermesi, araştırmamızın dikkat çekici bulgularından biridir. Yaklaşık her iki seçmenden birinin desteğini kaybeden Recep Tayyip Erdoğan ve AKP ile ilgili ortaya çıkan bu düşüş eğilimi, araştırmamızın sonuç bulgularıyla da uyuşmaktadır. Daha önce Erdoğan’ı tercih eden katılımcıların %10,8’inin, bu pazar seçim olsa HDP’nin göstereceği adayı tercih edeceğini ifade etmesi ise dikkat çekicidir.

Saha gözlem raporumuz ve araştırmamızın bulguları ışığında HDP seçmeni nezdinde Millet İttifakı’nın ortak adayı ile yürüme konusunda bir eğilim olduğu, buna karşın iktidar ile muhalefet cephesi arasındaki seçim matematiğini belirleyecek esas faktörün HDP’li ve Kürt seçmenin tercihleri olacağını belirtmek mümkündür. Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda ise Kürt seçmenin büyük oranda HDP’nin belirleyeceği adayı destekleme eğiliminde olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İkili aday tercihlerine baktığımızda Millet İttifakı ortak adayları arasında en çok destek bulan ismin Ekrem İmamoğlu olduğu görülürken, ikinci sıradaysa Kemal Kılıçdaroğlu öne çıkmıştır. Batı illerine nazaran Kürt illerinde daha çok destek bulan İmamoğlu’nun, belediye başkanı olduğu İstanbul’da Kürt illerine nazaran daha düşük oranda destek bulması oldukça dikkat çekicidir.

Araştırma grubumuzda yer alan katılımcıların %85’inin Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde, Alevi bir adaya oy verme konusunda hiçbir çekinceleri olmadığı ortaya çıkmaktadır. Kürt seçmenin Alevi bir adayı tercih etme konusundaki bu eğilimi, iktidar blokunun diğer toplumsal kimlik ve temsiliyetlere yönelik uzunca bir süredir izlediği kutuplaştırma ve ayrıştırma politikalarının onaylanmadığını da göstermektedir. Bunun yanında Kürt toplumunun maruz kaldığı dışlanma pratiklerinin bu tercihlerinin şekillenmesinde etkili olduğu saha gözlem raporumuzdan ve araştırmamızın bulgularından anlaşılmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde kadın bir adaya oy verip vermeme eğilimini katılımcılara sorduğumuzda, HDP ve CHP’li seçmenlerin tamamına yakınının kadın bir adayı destekleme konusunda herhangi bir çekincelerinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Her 10 katılımcıdan 9’unun kadın bir adayı desteklemesi dikkate değer bir bulgudur. Özellikle popülist siyasetin, erkek adaylar etrafında gittikçe ivme kazandığı bir dönemde katılımcıların kadın bir adayı destekleme eğilimi, cinsiyet farkı gözetmediklerini göstermektedir. Yine AKP’li Kürt seçmenlerin 3’te 2’sine yakınının Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde kadın bir adaya destek verme konusundaki eğilimleri, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden AKP’nin muhafazakâr kadın ve aile konusundaki politikaları bağlamında bir diğer önemli bulgudur.

Katılımcıların oy verme motivasyonlarını belirleyen araçlara baktığımızda AKP seçmeninin %57,2 oranında televizyondan etkilendiği ve enformasyon kaynağının çoğunlukla televizyon olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç bizlere televizyon kanallarının iktidar yanlısı yayın politikalarının büyük oranda sonuç verici olduğunu göstermektedir. Yine AKP’nin medya ambargosunun ve basını kendi tekellerine alan uygulamalarının bunda etkili olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın HDP ve CHP seçmenlerinin ise en fazla sosyal medyadan etkilendiği görülmektedir. Özellikle genç kuşakların enformasyon kaynaklarının sosyal medya olması bu platformun alternatif karakteri ve dijitalleşmenin bu kuşaklar üzerindeki etkilerini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Bu durum siyasi partilerin seçimlere giderken dijital teknolojinin getirdiği propaganda tekniklerine daha fazla eğilmelerinin sonuç alıcı olabileceğini göstermektedir.

Buna karşın siyasi partilerin seçim süreçlerinde en çok başvurdukları halk toplantıları ve mitingler gibi seçmen davranışlarını etkileme ve değiştirme konusunda kullanılan tekniklerin, seçmenlerin tercihlerinde belirgin bir değişiklik yaratmadığı, araştırma bulgularından anlaşılmaktadır.

Ayrıca örneklem grubuna katılanlara Türkiye’nin en önemli sorununun ne olduğu sorusu yöneltildiğinde toplamda %35,7 oranında Kürt sorunu olduğu ifade edilmiştir. HDP’li seçmenlerin %47,4’ü Türkiye’nin birinci sorunu olarak Kürt sorunu yanıtını verirken, AKP’li seçmenin %62’si birinci sorun olarak ekonomiyi görmektedir. Bu sorunun bölgesel alt kırımlarına baktığımızda ise Kürt illerinde ekonomi, Batı illerinde ise Kürt sorunu seçeneği daha çok ön plana çıkmaktadır. Bu sonuçların çıkmasında Kürt illerinde uygulanan fırsat eşitsizliği, güvenlikçi politikalardan dolayı kaynak aktarımının sınırlı olması gibi sebepler ön plana çıkmaktadır. Buna ek olarak Batı illerindeki Kürt seçmenlerin Türkiye’nin en önemli sorunu olarak Kürt sorununu öne çıkarmaları, buralarda maruz kaldıkları dışlayıcı ve ötekileştirici pratiklerin sonuçlarıyla ilgili olabileceğini düşündürmektedir.

Saha araştırması boyunca bölgelerin tamamında hem sosyoekonomik hem de sosyopolitik sorunların giderek derinleştiği, katılımcıların ağırlıklı ekseriyetinin gelecek endişesi, hak-hukuk gaspı, adaletsizlik, demokrasi sorunu, kutuplaştırma ve nefret söylemi ikliminden mustarip olduğu gözlemlenmiştir.

Ekonomik sorunlar, siyasi kutuplaştırma, toplumsal ayrıştırma ve siyasal rejimin nepotizm ve kayırma siyasetinin, araştırmanın yapıldığı bütün bölgelerde net bir şekilde hissedildiğini ve bunun da araştırmanın bulgularıyla desteklendiğini belirtmek mümkündür. Dolayısıyla dünya bakış açısı, düşünce ve fikir beyanının yanı sıra siyasi ve toplumsal olarak koşullanma ve konu sahipliği üzerinden pozisyon alma olgularının ortaya çıktığı görülmüştür. Özellikle saha gözlemlerinin açık bir şekilde ortaya çıkardığı önemli bulgulardan biri de demokrasi, hak-hukuk ve adalet ihtiyacının yanı sıra toplumsal barış ve huzur ortamının oluşması beklentisidir.

Toplumsal katmanlar arasındaki sosyoekonomik makasın giderek açılmasının, beraberinde kimi toplumsal gerginlikler getirdiği ve bunun giderek bir fay hattına dönüştüğü yüz yüze yapılan görüşmelerin azımsanmayacak bir kısmında görülmüştür. Ekonomik krizin büyümesinden Kürt sorununun çözümsüzlüğüne kadar birçok temel konunun bariz bir gerginlik hattı olarak ortaya çıktığı izlenmiştir. Buna bağlı olarak gelişen politik yönelim ve oy verme davranışları da belirginlik kazanmıştır. Söz konusu bu tercih veya yönelimin aktif politik özneler olarak kendilerini gören partizan seçmenden depolitizm spektrumuna çekilmiş genç kuşaklara kadar bütün kesimleri harekete geçiren saikler olduğu gözlemlenmiştir.

Araştırmamızda Kürt seçmenin politik tercihlerini belirleyen faktörlerden biri olan kuşaklar ve yaş grupları ile ilgili tutum farklılıklarının gittikçe belirginleştiğini görmek mümkündür. Kürt genç kuşağı üyelerinin “parti sadakati” ile ilgili tutumlarında düşüş eğilimi görülürken, Kürt kimliğinin bağlayıcı, ortak politik bir tahayyül olarak gelişim gösterdiği dikkat çekmektedir. Genç kuşak üyelerinde gittikçe belirginleşme eğilimi gösteren depolitik tutumla da paralellik gösteren bu sonuç, HDP başta olmak üzere siyasi partilerin bu kuşak üyelerinin temel sorunlarına, beklenti ve eğilimlerine göre yeni stratejiler geliştirmelerini önemli kılmaktadır.

 

I. BÖLÜM: SOSYOEKONOMİK ve DEMOGRAFİK BİLGİLER

Araştırmanın yapıldığı iller

Saha çalışmamız Kürt illeri; Ağrı, Bitlis, Diyarbakır, Kars, Iğdır, Mardin, Muş, Şırnak, Urfa, Van ve Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı İstanbul, Mersin, Konya ve Bursa gibi Batı illeri olmak üzere 26 bölgeyi esas alan 7 bölgede ve 14 ilde gerçekleştirilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların yaş aralığı

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların yaş aralığı dağılımına bakıldığında bunlardan %37,7’sinin 31-45, %28,3’ünün 18-30, %24,1’inin 46-60, %9,8’inin ise 61 ve üzeri yaş grubunda olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların cinsiyet dağılımı

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların cinsiyet dağılımına bakıldığında %51,6’sının erkek, %48,3’ünün kadın, %0,1’inin ise Non-Binary olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların eğitim durumu

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların eğitim durumlarına bakıldığında %37,6’sının lise mezunu, %24,3’ünün ortaöğretim mezunu, %17,2’sinin üniversite mezunu, %9,5’inin yüksekokul mezunu olduğu görülmektedir. Katılımcıların %2,2’si master derecesine, %0,2’si ise doktora derecesine sahiptir. %3,7’si diplomasız okur-yazar, %1,3’ünün okur-yazar olmadığı katılımcıların %3,9’u ise üniversite öğrencisidir. Bu verilere göre katılımcıların yarısından fazlasının üniversite altı eğitim seviyesinde olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların anadilleri

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Anadiliniz nedir?” sorusu yöneltildiğinde; %88’i Kürtçe (yaklaşık 10’da 9’u), %8’i hem Kürtçe hem Türkçe, %3,2’si sadece Türkçe, %0,7’si sadece Arapça ve %0,1’i ise Cevap vermek istemiyorum şeklinde yanıtlamıştır.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların aylık hane geliri

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Hanenizin toplam aylık geliri ne kadardır?” sorusu yöneltildiğinde; %16,6’sı 0–3.000, %28,4’ü 3.001–6.000, %26,2’si 6.001–11.000, %11,5’i 11.001–15.000, %6,7’si 15.001–20.000, %7,7’si 20.001 ve üstü olarak cevap vermişlerdir. Katılımcıların yarısına yakınının (%45) aylık hane gelirinin 0 ile 6.000 arasında, yani asgari ücret ya da altı düzeyde olduğu ve ekonomik olarak alt gelir grubunda yer aldıkları görülmektedir. Başka bir okumayla (DİSK-AR’ın Temmuz 2022 verilerine göre) katılımcıların %35’inin açlık sınırının, yaklaşık %90’ının ise yoksulluk sınırının altında kaldığı gözlemlenmektedir.

Katılımcıların hane kişi sayısı

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların hane kişi sayılarına bakıldığında; %3,5’inin yalnız, %9,5’inin 2, %11,6’sının 3, %21,5’inin 4, %18,8’inin 5, %14,3’ünün 6, %8,6’sının 7, %5,8’inin 8, %,2,1’inin 9, %4,3’ünün 10 kişi ve üzerinde yaşadığı görülmektedir. Katılımcılar arasında hanede yaşayan kişi sayısında en fazla kümelenmenin %54,6 ile 4 ila 6 kişi arasında olduğu göze çarpmaktadır.

 

II. BÖLÜM: SİYASİ EĞİLİM ve PARTİ TERCİHLERİ

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “2018 Genel Seçimleri’nde hangi partiye oy verdiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “2018 Genel Seçimleri’nde hangi partiye oy verdiniz?” sorusu yöneltildiğinde; %67,4’ü HDP, %18,5’i AKP, %9,3’ü Oy kullanmadım, %3,8’i CHP, %0,2’si HÜDA-PAR, %0,5’i ise Cevap vermek istemiyorum şeklinde yanıt vermiştir.

2018 Genel Seçimleri (Kürt İlleri-Batı İlleri)

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “2018 Genel Seçimleri’nde hangi partiye oy verdiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Elde edilen verilere bakıldığında, Kürt illerinde HDP’nin %69,1, Batı illerinde ise %64,7 oranında tercih edildiği izlenmektedir. AKP’nin Kürt illerinde %16,6, Batı illerinde %21,6 oranında; CHP’nin ise Kürt illerinde %2,7, Batı illerinde %5,7 oranında tercih edildiği görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar ittifaksız bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar i̇ttifaksız bir seçim olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltildiğinde; %73 oranında HDP, %9 oranında AKP, % 6,5 oranında CHP, %4,4 oranında Kararsız ve %4,1 oranında Oy kullanmayacağım yönünde yanıt verildiği görülmektedir. Bu sonuçlar 2018 seçimleri verileriyle kıyaslandığında AKP’nin 9,5 puanlık bir gerileme yaşadığı, HDP’nin oylarını 5,6, CHP’nin ise 2,7 puan artırdığı görülmektedir. Kararsız ya da Oy kullanmama eğiliminde olan katılımcıların oranın 8,5 olması dikkat çekicidir.

Bu pazar ittifaksız bir seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz? (Kürt İlleri-Batı İlleri)

*Bir puan altı partiler grafiğe dâhil edilmemiştir. Bu sebeple oranların toplamı %100’e ulaşmamaktadır.

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların, “Bu pazar i̇ttifaksız bir seçim olması durumunda hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verdikleri yanıtlara Kürt illeri ve Batı illeri olarak bakıldığında; Kürt illerinde HDP’ye oy verme oranının %74,7, Batı’da ise % 70,3 (yani katılımcıların yaklaşık dörtte üçü) olduğu görülmektedir. AKP’nin Batı illerinde tercih edilme oranı Kürt illerine kıyasla daha yüksek olsa da 2018’de AKP’ye oy verdiğini söyleyen katılımcıların seçimleri ile karşılaştırıldığında, her iki bölgede de oy oranının yarı yarıya düşmüş olması dikkat çekmektedir. CHP ise Kürt illerinde %5,9, Batı illerinde %7,4 ile tercih oranını artırmış gözükmektedir.

2018’de AKP’ye oy vermiş seçmenlerin bu pazar ittifaksız bir seçim olsa oy tercihleri

Araştırma grubumuzda yer alan katılımcılardan, 2018 Genel Seçimleri’nde AKP’ye oy vermiş olanların sadece %46,3’ü bu pazar seçim olsa tekrar AKP’yi tercih edeceklerini belirtmektedir. Bununla birlikte katılımcıların %14’ü bu pazar seçim olsa HDP’yi, %7’si CHP’yi tercih edeceklerini ifade etmektedir. Ayrıca katılımcıların %15,4’ü Kararsız olduğunu, %11,7’si ise Oy kullanmayacağını belirtmektedir. Diğer bir ifade ile 2018 Genel Seçimleri’nde AKP’ye oy veren katılımcıların yarısından fazlasının tekrar AKP’ye oy vermeyeceği, %27,1’lik bir kesimin ise AKP’den ayrılarak gri bölgeye geçtiği, Kararsız ve Oy kullanmama eğiliminde olduğu görülmektedir

2018’de HDP’ye oy vermiş seçmenlerin bu pazar ittifaksız bir seçim olsa oy tercihleri

2018 Genel Seçimleri’nde HDP’ye oy verdiğini belirten katılımcıların %95,8’i bu pazar bir seçim olması durumunda tekrar HDP’yi tercih edeceklerini belirtirken, %1,5’i ise bir seçim durumunda tercihlerinin CHP olacağını söylemektedir. 2018 Genel Seçimleri’yle kıyaslandığında HDP’nin kendi oyunu büyük oranda koruduğu ve HDP seçmeninde Kararsız ve Oy vermeme eğiliminin diğer partilere oranla oldukça düşük olduğu görülmektedir.

Daha önce oy kullanmamış seçmenlerin bu pazar ittifaksız bir seçim olsa oy tercihleri

Yukarıdaki tabloda “2018 Seçimleri’nde hangi partiye oy verdiniz?” sorumuza cevaben daha önce oy kullanmadığını belirten katılımcıların %54,7’sinin, bu pazar seçim olsa HDP’yi tercih edeceği görülmektedir. Bu seçmenlerin %12,8’i tercihlerini CHP’den yana kullanacaklarını belirtirken, %17,4’ü Oy kullanmayacağını ifade etmektedir. Seçmenlerin %6,2’sinin Kararsız olduğu izlenmektedir. Araştırma grubunda yer alan ve daha önce oy kullanmamış katılımcılardan %23,6’sının Kararsız ve Oy kullanmama eğiliminde olduğu görülürken, HDP’nin bu örneklem grubu içinde kendi ortalamasının altında olduğu dikkat çekmektedir. CHP’nin daha önce oy kullanmamış katılımcılar arasındaki ortalamasının genel ortalamadan yüksek, AKP’nin ise kendi ortalamasının çok altında olduğu görülmektedir.

Bu pazar ittifaksız bir seçim olsa yaş gruplarına göre parti tercihleri nasıl olacak?

Yaş gruplarına göre parti tercihleri incelendiğinde; 18-30 yaş grubunda yer alan katılımcıların tercihinin %78,5 ile HDP olduğu görülmektedir. Bu yaş grubundaki seçmenin ikinci tercihi ise %7,8 ile CHP’dir. CHP yaş grupları arasında en fazla oyu %9,5 ile 61 yaş ve üzeri kesimden alırken, AKP’yi tercih eden yaş grubuna bakıldığında en yüksek seçmen grubunu %15,8 ile 61 yaş ve üzeri kesimin oluşturduğu görülmektedir. AKP en az oyu 18-30 yaş grubundan alırken, HDP 61 yaş üzerinden en az oyu almaktadır. Katılımcılar arasında en kararsız yaş grubunun 61 ve üstü olması ise ayrıca dikkat çekmektedir.

Araştırma grubumuzda yer alan katılımcılardan ilk defa oy kullanacak olanların %78,7’sinin bu pazar ittifaksız bir seçim olması durumunda HDP’yi tercih edecekleri görülmektedir. Bu grubun ikinci tercihi ise %13,1 ile CHP’dir. AKP’nin ilk defa oy kullanacak seçmenlerden %0,8 oranında oy alması ise dikkat çekicidir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar ittifaklı bir seçim olması durumunda oyunuzu hangi ittifaka ya da partiye verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Katılımcılara “İttifaklı bir seçim olması durumunda oyunuzu hangi ittifaka verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre HDP ve Bileşenlerine oy vereceğini söyleyen katılımcıların oranı %70,7; Cumhur İttifakı’nı tercih edeceğini söyleyen katılımcıların oranı %9,4; Millet İttifakı’na oy vereceğini söyleyen katılımcıların oranı %9,2; Kararsız olduğunu söyleyenlerin oranı %5,2; Oy Kullanmayacağını/Boykot edeceğini söyleyen katılımcıların oranı ise %4,2’dir. İttifaksız bir seçim durumunda HDP’ye oy vereceğini söyleyen katılımcıların oranı ile mukayese edildiğinde HDP oylarında %2,7 puanlık bir düşüş olduğu izlenmektedir. Aynı şekilde Millet İttifakı (CHP + İyi Parti) oylarında ise % 2,1 puanlık bir artış kaydedilmektedir. Buna göre ittifaklı bir seçim halinde HDP’nin kendi oylarını büyük oranda koruduğu, seçmen grubunun küçük bir kısmının ise doğrudan Millet İttifakı’na oy verme eğiliminde olduğu görülmektedir. Ayrıca ittifaklı seçim durumunun Kararsızların oranını da bir miktar yükselttiği görülmektedir.

2018’de kullanılan oylarla kıyaslandığında, ittifaklı seçim durumunda katılımcıların oy tercihlerindeki değişiklik

Bu pazar ittifaklı bir seçim olması durumunda, 2018 yılında AKP’yi tercih eden katılımcıların %48,3’ünün Cumhur İttifakı’nı, %11,7’sinin HDP ve bileşenlerini, %10,1’inin Millet İttifakı’nı tercih edeceği, %16,8’inin ise kararsız kaldığı görülmektedir. 2018’de CHP’ye oy vermiş katılımcıların %77’sinin ittifaklı bir seçim halinde Millet İttifakı’nı, %16,2’sinin ise HDP ve bileşenlerini tercih edeceği izlenmektedir. Daha önce HDP’ye oy vermiş seçmenin %92,9’unun yine HDP ve bileşenlerini tercih ettiği, %3,9’unun ise doğrudan Millet İttifak’ını destekleyeceği görülmektedir. Daha önce oy kullanmadığını beyan eden katılımcı yanıtlarına bakıldığında ise bu pazar ittifaklı bir seçim olması durumunda %53,6’sının HDP ve bileşenlerini, %17,9’unun Millet İttifakı’nı tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu grupta Kararsız kalanların oranı %5,6’dır.

2018 ile kıyaslandığında HDP seçmenlerinin önemli bir kısmının tercihlerinde bir değişiklik olmadığı görülmekte ve 2018 seçimlerinde oy kullanmayan katılımcıların %53,6’sının tercihlerini HDP’den yana kullanma eğiliminde olduğu görülmektedir. Son genel seçimlerde oy kullanmayan katılımcıların %21,2’sinin Oy kullanmama/boykot eğiliminde veya Kararsız olduğu görülmektedir. Daha önce Oy kullanmayan ve Boykot eğiliminde olan her 5 katılımcıdan birinin bu eğiliminin devam ettiği görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adaya oy verdiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adaya oy verdiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %69’u Selahattin Demirtaş yanıtını verirken, %17,3’ü Recep Tayyip Erdoğan, %8,7’si Oy kullanmadım, %4,1’i Muharrem İnce şeklinde yanıt vermiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 1. turda oyunuzu hangi adaya verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

*0,5 altı olan seçenekler grafikte gösterilmemiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 1. turda oyunuzu hangi adaya verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %74,3’ü HDP’nin göstereceği aday, %10,5’i Recep Tayyip Erdoğan, %7,3 ‘ü Millet İttifakı adaylık yarışında ismi geçen adaylardan birini (Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu) tercih edeceğini belirtmiştir. %3,1’lik kesim Kararsız olduğunu belirtirken, %2,3 ise Oy kullanmayacağım cevabını vermiştir. İttifaklı genel seçim tercihleriyle karşılaştırıldığında Cumhurbaşkanlığı yarışında 1. turda Recep Tayyip Erdoğan’ın tercih edilme oranının Cumhur İttifakı’nın bir puan önünde olduğu görülmektedir.

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile karşılaştırdığımızda, bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 1. turda katılımcıların tercihleri nasıl değişecek?

2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren seçmenlerin sadece %58,1’i yeniden Recep Tayyip Erdoğan’ı tercih edeceğini belirtmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermiş olan seçmenin %10,5’i, bu pazar seçim olsa 1. turda ne yapacağı konusunda kararsız olduğunu söylerken, %10,8’i HDP’nin göstereceği adaya, %4,5’i Kemal Kılıçdaroğlu’na, %4,8’i Mansur Yavaş’a oy vereceğini, %6,3’ü ise oy kullanmayacağını beyan etmektedir. Bu oranlar içinde Kararsız olan seçmenin seçim takvimi sonrası hangi politikalardan etkileneceği ve partilerin bu kesime yönelik atacağı adımlar önemli gibi durmaktadır.

2018 seçimlerinde Selahattin Demirtaş’a oy vermiş seçmen %94,8 oranında 1. turda tekrardan HDP’nin göstereceği adaya oy vereceğini ifade etmektedir. Bununla birlikte daha önce oy kullanmamış seçmenin %60,8’i ve daha önce Muharrem İnce’ye oy vermiş seçmenin %29,1’i de tercihini 1. turda HDP’nin göstereceği adaydan yana kullanacağını ifade etmektedir. Önceki seçimde Muharrem İnce’ye oy veren katılımcıların bu pazar seçim olsa 1. turda kalan dağılımları ise; %34,2 ile Kemal Kılıçdaroğlu, %13,9 ile Mansur Yavaş ve %11,4 ile Ekrem İmamoğlu şeklindedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 2. turda oyunuzu hangi ittifakın ya da partinin adayına verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Bu pazar Cumhurbaşkanlığı Seçimi olsa 2. turda oyunuzu hangi ittifakın ya da partinin adayına verirsiniz?” sorusu yöneltildiğinde katılımcıların %63,1’i HDP’nin adayı ya da işaret edeceği aday şeklinde yanıt verirken, %14,2’si Millet İttifakı adayı, % 10,7’si Cumhur İttifakı adayı, %7,4’ü Kararsızım, %3,9’u Oy kullanmayacağım şeklinde cevap vermiştir.

Seçimlerin ikinci tura kalması durumunda 1. tur ve 2. tur arasında Cumhur İttifakı adayını tercih edenler hususunda anlamlı bir değişiklik görünmezken, Millet İttifakı tercihinin 7,1 puanlık bir yükseliş yaşadığı, Kararsızlarda da 4,3 puanlık bir artışın olduğu görülmektedir. Bu dağılıma etki eden temel faktörün birinci turda HDP adayını destekleyenlerden kaynaklandığı görülmektedir. Ayrıca katılımcıların %11,3’ünün de bu pazar 2. tur seçimleri olması durumunda Kararsız ya da Oy kullanmama eğiliminde olduğu görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri 1. tur ve 2. tur oy tercihlerinde değişkenlikler

Birinci tur aday seçimlerinin olası ikinci tur ittifak adaylıklarına nasıl yansıdığını gösteren yukarıdaki grafikte birinci turda tercihi Recep Tayyip Erdoğan olan katılımcıların ikinci turda %97 oranında Cumhur İttifakı adayını seçerim yanıtı verdiği görülmektedir.

Birinci turda Kemal Kılıçdaroğlu diyen katılımcıların %91,8’i ikinci turda Millet İttifakı adayı derken, birinci turda Ekrem İmamoğlu seçeneğini tercih eden katılımcıların %78,6’sı, Millet İttifakı adayı Mansur Yavaş diyenlerin ise %73,2’si ikinci turda Millet İttifakı adayı demektedir. Mansur Yavaş’ı ilk turda tercih edeceklerini belirten katılımcıların ikinci turda %4,9 oranında Cumhur İttifakını destekleyeceğini belirtmesi dikkat çekicidir. Bununla beraber birinci turda Ekrem İmamoğlu diyenlerin %17,9’unun ikinci turda partilerinin işaret edeceği adayı destekleyeceklerini beyan ettikleri görülmektedir.

Birinci turda HDP’nin adayına oy vereceğini belirten katılımcı grubun %92,9’unun ikinci turda da destekledikleri partinin işaret edeceği adayı tercih ettikleri görülmektedir.

Araştırmanın bu bölümünde katılımcılara Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin 2. tura kalması halinde bazı ikili aday seçenekleri verilmiştir. Ayrıca 2. tura bu adaylar kalması durumunda “İkisine de oy vermem” diyebilecekleri bir seçenek eklenmiştir. Böylelikle normalde oy kullanmayacak olanların bu adaylar kalması halinde ikisini de tercih edip etmeyeceklerinin ayrımı yapılmaya çalışılmıştır.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Selahattin Demirtaş kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Görüşülen katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Selahattin Demirtaş kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %82,7’si Selahattin Demirtaş derken, %11’i Recep Tayyip Erdoğan olarak tercih belirtmiştir. İkisini de tercih etmem diyenlerin oranı %2,8 iken, Kararsız kalanlar %2,1’dir.

Recep Tayyip Erdoğan – Selahattin Demirtaş (Kürt İlleri-Batı İlleri)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların Recep Tayyip Erdoğan ile Selahattin Demirtaş arasındaki tercihlerine bölgesel bazda bakıldığında; Selahattin Demirtaş’ın Kürt illerinde %85,3 oranında, Batı illerinde ise %78,6 oranında desteklendiği görülmektedir. Selahattin Demirtaş’a kıyasla Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt illerinde sadece %8 oy oranında, Batı illerinde ise %15,9 oy oranında desteklendiği görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan-Kemal Kılıçdaroğlu kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. Tura Recep Tayyip Erdoğan-Kemal Kılıçdaroğlu kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %53,4’ü Kemal Kılıçdaroğlu derken, %12’si Recep Tayyip Erdoğan olarak tercih belirtmiştir. İkisini de tercih etmem diyenlerin oranı %25,5 iken Kararsız kalanların oranı %5,7’dir. Elde edilen bu sonuç Selahattin Demirtaş seçeneği ile kıyasladığında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarında 1 puanlık bir artış olduğu görülmektedir. 2. tura Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu kalması durumunda katılımcıların 3’te 1’inin Kararsız ya da İkisine de oy vermeme eğiliminde olduğu izlenmektedir.

Recep Tayyip Erdoğan – Kemal Kılıçdaroğlu (Kürt İlleri-Batı İlleri)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “2. tura Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun kalması durumunda” oy tercihlerindeki değişkenliğine bölgesel bazda bakıldığında, Kürt illerinde Kılıçdaroğlu’nun %58,6 ile daha yüksek oranda desteklendiği görülmektedir. Bu oran Batı illerinde %44,9’a düşmektedir. İkisine de oy vermem diyenlerin oranı ise Batı illerinde %26,5, Kürt illerinde %24,9 olmak üzere her iki bölgede de birbirine oldukça yakındır. Böyle bir tercih durumunda Batı illerinde Kararsız kalanların oranının Kürt illerine oranla yüksek olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Ekrem İmamoğlu kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Ekrem İmamoğlu kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %58,7’si Ekrem İmamoğlu derken, %11’7si Recep Tayyip Erdoğan olarak tercih belirtmiştir. İkisini tercih etmem diyenlerin oranı %20,7 olurken Kararsız kalanların oranı %5,2’dir. Elde edilen veri uyarınca Ekrem İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na kıyasla % 5,3 oranında daha fazla tercih edildiği, İkisine de vermem diyenlerin oranında ise % 5,2 puanlık bir düşüş olduğu görülmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın tercih oranında ise anlamlı bir değişiklik izlenmemektedir.

Recep Tayyip Erdoğan – Ekrem İmamoğlu (Kürt İlleri-Batı İlleri)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “2. tura Recep Tayyip Erdoğan ile Ekrem İmamoğlu’nun kalması durumunda” oy tercihlerindeki değişkenliğine bölgesel bazda bakıldığında Ekrem İmamoğlu’nun Kürt illerinde %65,5 oranında tercih edildiği görülmektedir. Batı illerinde ise bu oran %47,8’e gerilemektedir. Her iki bölgede de İmamoğlu’nun tercih edilme oranı, Kılıçdaroğlu’nun destek oranının üzerine çıkmakta ve Her ikisini de tercih etmem diyenlerin oranı düşmektedir. 

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Mansur Yavaş kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Mansur Yavaş kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %42,4’ü İkisini de tercih etmem derken, %34,8’i Mansur Yavaş, %11,9’u Recep Tayyip Erdoğan, %6,8’i Kararsızım şeklinde tercih belirtmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi oylarını koruduğu görülürken, her 2 katılımcıdan 1’inin Kararsız ya da Oy vermeme eğiliminde olduğu görülmektedir. Mansur Yavaş’ın Millet İttifakı’nın diğer iki aday seçeneğinden daha az desteklendiği dikkat çekmektedir.

Recep Tayyip Erdoğan – Mansur Yavaş (Kürt İlleri-Batı İlleri)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “2. tura Recep Tayyip Erdoğan ile Mansur Yavaş’ın kalması durumunda” oy tercihlerindeki değişkenliğine bölgesel bazda bakıldığında Her iki adaya da oy vermeme eğiliminin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Kürt illerinde bu oran %41,5’e çıkarken, Batı illerinde %43,8’dir. Mansur Yavaş’ın Kürt illerinde %40 ile Batı illerine oranla daha fazla destek alması dikkat çekicidir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Ali Babacan kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Ali Babacan kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %43’ü İkisine de vermem yanıtını verirken, Ali Babacan diyenlerin oranının %34,2, Recep Tayyip Erdoğan diyenlerin oranının %12,2 olduğu görülmektedir. Kararsızların %6,9 olduğu denklemde Recep Tayyip Erdoğan’ın diğer tüm aday seçenekleri içerisinde en fazla Ali Babacan karşısında tercih edildiği izlenmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Abdullah Gül kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Abdullah Gül kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %40,2’si Abdullah Gül yanıtını verirken %40’ının İkisine de vermem, %9,8’inin Recep Tayyip Erdoğan, %6’sının Kararsızım cevabı verdikleri görülmektedir. Elde edilen veri Abdullah Gül’ün Recep Tayyip Erdoğan’dan en fazla oy alan aday olduğunu göstermektedir.

Tayyip Erdoğan karşısında Abdullah Gül’ü tercih ederim diyenlerin öne çıkan üç parti arasında dağılımı

Recep Tayyip Erdoğan’ın tercih edilme oranının en fazla Abdullah Gül seçeneği karşısında düşmesinden dolayı, Abdullah Gül diye cevap verenlerin 2018 Genel Seçimleri’nde hangi partiye oy verdiklerine bakılmıştır. Buna göre katılımcıların 47,3’ünün CHP’li, %41,56’sının HDP’li, %36,59’unun ise AKP’li olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Gültan Kışanak kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan – Gültan Kışanak kalsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %74,1’inin Gültan Kışanak, %11,9’unun Recep Tayyip Erdoğan, %9,4’ünün İkisinde de vermem, %2,5’inin Kararsızım şeklinde yanıt verdiği görülmektedir. Elde edilen veri Recep Tayip Erdoğan’ın oyunu koruduğunu, Gültan Kışanak’ın HDP’nin ortalamasının üstünde (Bu pazar ittifaksız bir seçim olsa hangi partiye oy verecekleri sorusunda %73 oranında HDP tercih edilmiştir) desteklendiğini göstermektedir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan ve karşısında partinizin çıkardığı ama henüz kim olduğunu bilmediğiniz bir aday olsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. tura Recep Tayyip Erdoğan ve karşısında partinizin çıkardığı ama henüz kim olduğunu bilmediğiniz bir aday olsa tercihiniz hangi adaydan yana olur?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %76,3’ü adayın kim olacağına bakmaksızın partisinin işaret edeceği adayı destekleyeceğini söylerken, Recep Tayyip Erdoğan’ın %11,3, kararsızların ise %7,8 oranında olduğu görülmektedir.

İkinci tura kalınması halinde verilen seçenekler üzerinden çıkan sonuç değerlendirilecek olursa; ikinci turda adayların değişmesine rağmen Kürt seçmenin Recep Tayyip Erdoğan’a oy vereceğini belirtenler arasında kayda değer bir değişiklik olmadığı görülmektedir. Sadece Abdullah Gül seçeneği karşısında Recep Tayyip Erdoğan’ın %9,8’e gerilediği izlenmektedir.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’yi desteklediğini beyan eden katılımcılara, “HDP cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunda aday çıkarmalı mı?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’yi tercih edeceklerini beyan eden katılımcılara “HDP cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunda aday çıkarmalı mı?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre; %74’lük kesim Evet kendi adayını çıkarmalı diye yanıt verirken, %13,3 Hayır kendi adayını çıkarmayıp Millet İ̇ttifakı’nın ortak adayını desteklemeli, %3,9 ise Partinin kararı şeklinde yanıt vermiştir. Katılımcıların %3,8’i fikir beyanında bulunmamayı tercih ederken, %1’lik kesim Hayır kendi adayını çıkarmayıp Cumhur İ̇ttifakı’nın ortak adayını desteklemeli ve yine %1’lik kesim Hayır kendi adayını çıkarmayıp seçmenlerini serbest bırakmalı ve herhangi bir yönlendirme yapmamalı şeklinde cevap vermiştir. HDP’ye oy veren seçmenin %74 gibi büyük bir oranının ilk turda aday çıkarmalı eğiliminde olması dikkat çekicidir.

Bölgesel bazda “HDP Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunda aday çıkarmalı mı?” (Sadece HDP’lilere sorulmuştur.)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “HDP Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunda aday çıkarmalı mı?” sorusuna verdikleri yanıtlara bölgesel bazda bakıldığında; çok yüksek oranda Evet kendi adayını çıkarmalı yönünde cevap verdikleri görülmüştür. Kürt illerinde bu oran %76,1 iken, batı illerinde ise %70,8’dir.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’yi desteklediğini beyan eden katılımcılara “Sizce HDP seçime nasıl gitmeli?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’ye oy vereceğini beyan eden katılımcılara “Sizce HDP seçime nasıl gitmeli?” sorusu yöneltildiğinde %70,1 HDP ve bileşenleri genişletilmeli, %11,1 Millet İttifakı’nda yer almalı, %8,7 Hiçbir ittifakta yer almamalı, %8 Fikrim yok, %0,7 Cumhur İttifakı’nda yer almalı şeklinde cevap vermiştir. Her 10 HDP seçmeninden 7’sinin HDP ve bileşenlerinin genişletilmesi her 10 seçmenden birinin ise hiçbir i̇ttifakta yer almaması yönünde görüş belirtmiştir. Her 10 seçmenden 7’sinin bileşen ve genişleme politikalarını destekleme eğiliminde olması, HDP’nin 3. Yol stratejisinin kayda değer bir oranda desteklendiğini ortaya koymaktadır.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’yi desteklediğini beyan eden katılımcılara “HDP’nin kapatılması durumunda hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan ve HDP’ye oy vereceğini beyan eden katılımcılara “HDP’nin kapatılması durumunda hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %70,4’ünün HDP’nin yeni partisi ya da işaret edeceği parti, %8,8’inin Oy kullanmayacağım/Boykot, %7’sinin CHP, %6,6’sının Kararsız, %4,1’inin ise Cevap vermek istemiyorum şeklinde yanıt verdiği görülmektedir. Araştırma grubunda yer alan ve HDP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcıların 5’te birinin Cevap vermeme, Kararsız ve Oy kullanmama eğiliminde olduğu izlenmektedir.

 

III. BÖLÜM: TÜRKİYE GÜNDEMİNE DAİR ALGILAR

Araştırma grubunda yer alan tüm katılımcılara “HDP belediyelerine kayyım atanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırmaya katılan tüm katılımcılara “HDP belediyelerine kayyım atanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusu sorulduğunda katılımcıların %89,5’i Desteklemiyorum diye cevap verirken, %5,2’si Destekliyorum, %3,5’i Ne Destekliyorum Ne Desteklemiyorum şeklinde yanıt vermiştir.

İller bazında “HDP belediyelerine kayyım atanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların HDP belediyelerine kayyım atanması ile ilgili ne düşündüklerine iller bazında bakıldığında Kürt illeri ve Batı illerindeki katılımcıların çok yüksek oranda kayyım atanmasını onaylamadıkları görülmektedir. Kayyım atanmasını desteklemeyenlerin oranının %90’ın üzerine çıktığı il sayısı 9 iken, %80’in altına düşen tek yer %74,73 oranı ile Bursa’dır.

HDP belediyelerine kayyım atanması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
(2018’de verilmiş oylara göre öne çıkan üç partiye göre sınıflandırılmıştır.)

2018’de AKP’ye oy vermiş seçmen nezdinde kayyım atamaları ile ilgili cevaplara bakıldığında katılımcıların %23,2’sinin bu uygulamaya destek verdiği, %57,4’ünün ise desteklemediği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle AKP’ye oy veren katılımcılar içerisinde on kişiden sadece ikisi kayyım atamalarını desteklediğini belirtmektedir. CHP seçmenlerinin %90’ı, HDP seçmeninin %98,1’i kayyım atamalarını desteklemediğini ifade etmektedir.

Araştırma grubunda yer alan tüm katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimi için Millet İttifakı’nın çatı adayı sizce kim olmalı?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı Seçimi için Millet İttifakı’nın çatı adayı sizce kim olmalı?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre %29,8 Ekrem İmamoğlu, %26,1 Kemal Kılıçdaroğlu, %11,1 Cevap Vermek İstemiyorum, %10,7 Kararsızım, %9,1 Mansur Yavaş, %7,4 Abdullah Gül, %3,2 Ali Babacan olarak cevap vermiştir. Millet İttifakı’nın çatı adaylığı için %29,8 ile en yüksek oranda Ekrem İmamoğlu isminin ifade edildiği görülmektedir. Ekrem İmamoğlu’nu %26,1 ile Kemal Kılıçdaroğlu takip etmektedir. %10,7’lik bir kesimin ise Kararsız olması dikkat çekmektedir.

İller bazında “Cumhurbaşkanlığı Seçimi için Millet İttifakı’nın çatı adayı sizce kim olmalı?

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların “Cumhurbaşkanlığı Seçimi için Millet İttifakı’nın çatı adayı sizce kim olmalı?” sorusuna verdiği yanıtlara iller bazında bakıldığında Kürt illerindeki katılımcıların tercihlerinin yüksek oranda Ekrem İmamoğlu olduğu görülmektedir. Bursa, İstanbul ve Van’da ise çatı adayın Kemal Kılıçdaroğlu olması yönünde bir eğilim ortaya çıkmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun, Belediye Başkanı olduğu İstanbul’da, Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirgin bir şekilde gerisinde olması oldukça dikkat çekicidir.

Aday önerileri öne çıkan üç parti destekçileri arasında nasıl dağılmış?

Millet İttifakı çatı adayı önerilerine parti bazlı bakıldığında; 2018 Genel Seçimleri’nde HDP’ye oy verdiğini söyleyen katılımcıların %36,6 ile en yüksek oranda çatı aday olarak Ekrem İmamoğlu’nu, ikinci olarak %30 ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu önerdikleri görülürken, %10,8’in Kararsız olduğu görülmektedir. Soruya cevap vermek istemeyenlerin büyük çoğunluğunu %31,3 ile 2018 Genel Seçimleri’nde AKP’ye oy verdiğini beyan eden seçmen oluştururken, AKP seçmeninin en yüksek oranda önerdiği adayın %14,8 ile Abdullah Gül olduğu görülmektedir. CHP seçmeninin ise en yüksek oranda %50 ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu çatı aday olarak önerdiği görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan tüm katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alevi bir adaya oy verir misiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Kamuoyunda yaşanan “Alevi aday seçilir mi?” tartışmaları üzerine araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alevi bir adaya oy verir misiniz?” sorusu yöneltilmiştir. Elde edilen veriler katılımcıların %85,4’ünün Evet veririm, %12,2’sinin Hayır vermem, %1,5’inin Kararsızım şeklinde yanıt verdiğini göstermektedir. Buna göre Kürt seçmenlerin Alevi bir adayın Cumhurbaşkanlığını çok yüksek oranda destekledikleri görülürken, Alevi bir adaya Oy vermeyeceğini beyan edenlerin oranının AKP-Recep Tayyip Erdoğan ya da Cumhur İttifakı’nın oy ortalamasına yakın olduğu görülmektedir.

İller bazında “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alevi bir adaya oy verir misiniz?

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alevi bir adaya oy verip vermeyeceklerine iller bazında bakıldığında, Bursa dışında bütün illerde %80’nin üzerinde bir oranda Alevi bir adayın Cumhurbaşkanı olmasının desteklendiği görülmektedir.

Öne çıkan üç parti seçmeninin Alevi bir cumhurbaşkanı adayına destek oranları

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alevi bir adaya oy verip vermeyeceklerine parti bazında bakıldığında, HDP ve CHP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcıların çok yüksek oranda Alevi bir Cumhurbaşkanı adayını destekledikleri görülmektedir. AKP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcıların yarısı Alevi adayı desteklemeyeceğini söylerken %45,5’inin Alevi bir adayı destekleme eğiliminde olduğu dikkat çekmektedir.

Araştırma grubunda yer alan tüm katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz?” sorusu yöneltilmiştir.

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz?” sorusu yöneltildiğinde katılımcıların %90,5’inin Evet veririm, %7,5’inin Hayır vermem, %1,3’ünün ise Kararsızım şeklinde yanıt verdiği görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz? (Cinsiyet bazlı)

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz?” sorusuna verilen yanıtlara cinsiyete göre bakıldığında Kadın katılımcıların %90,95’inin Evet, %6,58’inin ise Hayır şeklinde cevap verdiği; Erkek katılımcıların %90,07’sinin Evet, %7,96’sının ise Hayır şeklinde cevap verdiği görülmektedir. Erkek ve kadın katılımcıların çok yüksek oranda kadın bir adayı destekleyebilecekleri görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz? (Parti bazlı)

Kadın adaya destek hususuna parti bazlı bakıldığında belirgin bir farkın olduğu görülmektedir. HDP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcılar arasında kadın adaya destek %97,2 iken, AKP’ ye oy verdiğini beyan eden katılımcılar arasında bu oran %62,5’dir. AKP’nin muhafazakâr kadın ve aile politikalarına karşı, seçmeninin üçte iki oranında kadın bir cumhurbaşkanı adayını destekleyebileceklerini beyan etmeleri dikkat çekicidir.

İller bazında “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verir misiniz?

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın bir adaya oy verip vermeyeceklerine yönelik tercihlerine il bazlı bakıldığında Bursa, Bitlis, Konya ve İstanbul dışındaki bütün kentlerde desteğin %90’ın, Ağrı, Iğdır ve Şırnak’ta ise %95’in üzerinde olduğu görülmektedir.

Araştırma grubunda yer alan tüm katılımcılara “Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” sorusu yöneltilmiştir.

*Yüzde ikinin altında olan seçenekler grafiğe eklenmemiştir. Basılı gazete (%0,45), gezici seçim araçları (%0,2), Cevap vermek istemiyorum (%0,5), fikrim yok (%1,2), diğer (%1,9).

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların tercihlerini belirleyen en büyük üç faktör sırasıyla %35,5 ile Sosyal Medya, %26,8 ile Parti Sadakati ve %18,6 ile Televizyon olduğu görülmektedir. Partilerin seçim zamanları en fazla başvurdukları Miting ve Halk Toplantıları gibi enstrümanların oy verme motivasyonunda etkisinin oldukça düşük olması ise dikkat çekicidir. Bu durum tüm partilerin dijital teknolojinin getirdiği propaganda tekniklerine daha fazla eğilmeleri gerektiğini göstermektedir.

“Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” (Cinsiyet bazlı)

*Yüzde birin altında olan seçenekler grafiğe eklenmemiştir.

Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” sorusuna verilen yanıtlara cinsiyet bazlı bakıldığında; kadın katılımcıların %35,3’ü Sosyal Medya, %27,7’si Parti Sadakati, %17,9’u Televizyon olarak yanıt verirken, erkek katılımcıların %35,7’si Sosyal Medya, %26,3’ü Parti Sadakati, %18,9’u ise Televizyon olarak yanıt vermiştir.

Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” (Öne çıkan üç parti arasındaki dağılım)

*Ana tabloda üçün altında olan seçenekler grafiğe eklenmemiştir.

Oy verme motivasyonunu en çok belirleyen faktörlere üç parti bazında bakıldığında Televizyondan %57,23 ile en yüksek oranda AKP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcıların etkilendikleri, HDP’ye oy verdiğini beyan eden katılımcıları ise oy verme konusunda en fazla motive eden faktörlerin %36,09 ile Sosyal Medya ve %32,89 ile Parti Sadakati olduğu görülmektedir.

Siyasi parti ve aday tercihinde oy verme motivasyonunuzu en çok etkileyen araç nedir?” (Yaş bazlı dağılım)

Araştırma grubunda yer alan katılımcıların en fazla oranda cevap verdikleri Televizyon, Sosyal Medya ve Parti Sadakati sonuçları yaş bazlı olarak incelendiğinde 18-30 yaş aralığının %43,8 oran ile en çok sosyal medyadan etkilendiği, 46-60 ve 61+ yaş aralığında ise en etkili enstrümanın televizyon olduğu görülmektedir. Parti sadakatinin en yoğun olarak kümelendiği yaş grubu aralığı ise %40 ile 31-45 yaş arasıdır.

Türkiye’nin en önemli ‘birinci’ sorunu nedir?

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Size göre Türkiye’nin en önemli birinci sorunu nedir?” şeklinde bir soru yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların % 36,6’sı Ekonomi (İşsizlik, Enflasyon, Hayat Pahalılığı şeklinde bir toplam) derken, %35,7’sinin birinci sorun olarak Kürt Sorununu ifade ettiği görülmektedir. Bu cevapları %9,9 ile Adalet sorunu, %5 ile Demokrasinin Olmayışı takip etmektedir. Türkiye’de son zamanlarda büyük bir sorun olarak görülen sığınmacı ve mültecileri, Kürt seçmenin kayda değer bir şekilde sorun olarak görmemesi dikkat çekicidir.

En önemli birinci sorun olarak en fazla ifade edilen EkonomiKürt Sorunu ve Adalet seçeneklerine üç parti bazında bakıldığında AKP ve CHP seçmenlerinin birinci sorun olarak Ekonomiyi işaret ettikleri, HDP seçmenin ise sorun sıralamasında diğer partilerden ayrışarak birinci sorun olarak Kürt sorununu işaret ettiği görülmektedir.

Türkiye’nin en önemli birinci sorunu nedir?” sorusuna katılımcıların ilk iki sırada en fazla söylediği Ekonomi ve Kürt Sorunu seçeneklerine bölgesel bazda bakıldığında Kürt illerinde %38,1 ile Ekonomi sorununun birinci sırada ifade edildiği, Batı illerinde ise %41,8 ile en önemli birinci sorun olarak Kürt Sorununun dile getirildiği görülmektedir.

Türkiye’nin en önemli ‘ikinci” sorunu nedir?

Görüşülen katılımcılara “Size göre Türkiye’nin en önemli ikinci sorunu nedir?” şeklinde bir soru yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların % 26,6’sı Ekonomi (İşsizlik, Enflasyon, Hayat Pahalılığı şeklinde bir toplam) derken, %19,8’inin Kürt Sorunu, %14,8’inin Adalet, %10,4’ünün Demokrasinin Olmayışı şeklinde yanıt verdiği görülmektedir.

Türkiye’nin en önemli ‘üçüncü” sorunu nedir?

Araştırma grubunda yer alan katılımcılara “Size göre Türkiye’nin en önemli üçüncü sorunu nedir?” şeklinde bir soru yöneltilmiştir. Buna göre katılımcıların %24,1’i Adalet, %16’sı Demokrasinin Olmayışı, %14,4’ü Ekonomi (İşsizlik, Enflasyon, Hayat Pahalılığı şeklinde bir toplam), %10’u Kürt Sorunu şeklinde yanıt vermiştir.